Antalya Radio Box’ta Ali Burak’
Yuhu (Yuxu) ile sanırım Ali Burak sayesinde Black Light günlerinde tanışmıştım. Müziklerine hayran kaldığım Yuhu’nun Azerice “uyku” anlamına geldiğini Azeri – Ülkücü bir arkadaşımdan duymuştum.
Bugüne dek dinlediğim en sağlam gitaristlerden birisi olan Namık Nagdaliyev tüm şarkılarında dinleyeni alıp götürüyordu. Cesur Memedov adlı güçlü bir vokalleri vardı. Davulcuları Cengiz Eyvazov ve bas gitaristleri İbrahim Aminov ile Yuhu inanılmaz bir gruptu.
Demir perde yıkıldıktan sonra Türkiye’ye koşmuşlar sanırım Barış Manço’yu bulmuşlar, bir şehir efsanesine göre kendilerine “tek seferde kayıt” şartı sunan yapımcılarına karşın aslanlar gibi stüdyoya girip hiç hatasız bir defada albümlerini kaydedip çıkmışlardı.
Daha sonra İstanbul’da Caravan barda onlarca defa kendilerini dinledim. Rock yıldızından çok kamyon şoförüne benzeyen bu sıkı müzisyenlerle arkadaşlık etme, alkol ve müzik tüketme şansım oldu.
Sıcacık, türlü kazıklar yemişliklerine karşın müziğe aşık, Türkiye’yi seven ve sıra dışı yeteneklere sahip adamlardı..
İkinci albümleriyle de hak ettikleri yere gelemediler, dağılıp gittiler.. Namık Nagdaliev halen Türk müzik piyasasında. Kıraç’la çalışıyor ve bir söylentiye göre Kıraç’ın cüz’i ücretler ödeyerek kendisinden satın aldığı dizi müziklerinin, bestelerinin önemli bir kısmına aslen imza atıyormuş.
Baterist Cengiz Abi ise İstanbul’da bir tatoo salonu açmış. O dönemlerden de kendisinin desene, resme ve dövmeye merakı olduğunu anımsıyorum. Yıllardır görmediğim diğer grup üyelerinin akıbeti hakkında ise bilgim yok..
Azerice değil İngilizce – Amerikanca söyleselerdi daha da önemlisi Azeri Türk’ü değil ecnebi olsalardı, bugün bu adamların serveti – ünü nice olurdu, dinleyenler karar versin..
super!!!!!!
YanıtlaSilhttps://www.facebook.com/namik.naghdaliyev?fref=nf
YanıtlaSil